26 Kasım 2007 Pazartesi

Kanserde Bitkisel Tedavinin Yeri

Yüzyıllardır, birçok bitki, çeşitli formatlarda (çay, ekstre, soğuk distilasyon ürünü bitki özleri, esansları, yağları vs) kanser tedavisinde kullanılmıştır. Son yıllarda bitkilerin ve bitkisel ilaçların revaçta olması nedeniyle birçok kitapta, gazete ve dergide sıkça rastlamaktayız "şu bitkinin çayını için veya şunu yeyin, şu kanser türüne yakalanmaktan korunun" diye. Birçok bitkinin çay şeklinde içilmesinin bazı kanser türlerini karşı koruyucu etkisi olduğu doğrudur. Kanser tedavisine yardımcı olmak içinse bitkisel çayların içerdiği etken madde dozu çoğu zaman yetersiz kalır. Birtakım bitki özleri örneğin soğuk distilasyon ürünleri, çok daha yüksek doz etken madde içerirler ve tümör tedavisinde bitrkinin kendisinden daha yardımcıdırlar.

Bu bitki ve bitki özleri farklı birkaç etki mekanizmalarıyla kanser tedavisine yardımcı olurlar. Bunlardan en iyi bilineni immünstimülasyon denilen bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir. Bağışıklık sistemi vücudun tümöre karşı sahip olduğu en önemli savunma mekanizmasıdır ve ana silahı NK (natürel killer) hücreleri adı verilen doğal öldürücü hücrelerdir. Bu hücrelerin sayıca artırılmasına sebep olan birtakım bitki ve bitki özleri kanser tedavisine yardımcı olur. Bitkilerin tümöre karşı tek etki mekanizması immünstimülasyon değildir, birtakım bitki ve bitki özleri tümör hücrelerinin bölünmesini hücre siklusu düzeyinde bloke ederek tümörün büyümesine engel olurlar, yani sitotoksik etki yaparlar. Bu etki mekanizmasına sahip bitkiler arasında yan etki profilleri açısından emniyetli olmayan bir grup da vardır ki çok dikkatle kullanılması gerekir. Bitkisel tedaviye bakışta yapılan en önemli hata ‘nasıl olsa bitkidir, yan etkisi yoktur’ mantığıdır ki çok yanlış bir tutumdur çünkü etkisi olan herhangi bir maddenin yan etkisi de vardır veya yan etkisi olmayan şeyin etkisi de yoktur. Örneğin tümöre karşı koruyucu etkisi olduğu bilinen bir bitki hatta besin olan sarmısağın tansiyon düşürücü yan etkisi vardır ve düşük tansiyonla seyreden birçok hastalıkta kullanımı sakıncalıdır. Yine kanserden koruyucu ve tedavisine yardımcı etkisi olan, ninelerimizin mutfağından eksik etmediği kekik, yüksek tansiyonlu bir hastada aşırı dozda alındığında beyin kanamasına bile yol açabilir. Halk arasında yöresel bir içecek olarak yaygın olarak kullanılan meyan kökü ise kan potasyum düzeyi düşük olan bir hastaya verildiğinde hayati tehlike ortaya çıkar. Öyle ki verdiğm bu örneklerin tümü masum sayılan, mutfağımızda da besin ve içecek olarak kullanılmış emniyet profili yüksek maddelerdir, bir de toksik yan etkileri mevcut olan , emniyet profili düşük bitkiler vardır ki bu grup bitkilerin kontrolsüz kullanımı zaten Sağlık Bakanlığı’nca yasaklanmıştır.

0 yorum: