15 Kasım 2007 Perşembe

Kanser Tedavisinde 'Uzay Neşteri'

Hacettepe Üniversitesi'nde uygulanmaya başlanacak 'Uzay Neşteri' adı verilen sistemle, kanserli doku, milimetrenin altında bir hassasiyetle ve en az zararla tedavi edilebilecek.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, kanser tedavisinde büyük kolaylık sağlayan ve zararı en aza indiren son teknoloji ürünü 'Uzay Neşteri' ünitesinin hizmete girmesi nedeniyle yarın Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Hastanesi'nde bir tören düzenlenecek.

Açıklamada, ABD, Japonya ve Avrupa ülkelerinde yaklaşık 100 merkezde kullanılan 'Uzay Neşteri Tüm Vücut Robotik Radyocerrahi Sistemi' ile, tüm vücutta milimetrenin altında bir hassasiyetle her türlü kanser tedavisinin yapılabileceği belirtildi.

Görüntü kılavuzluğunda bilgisayar teknolojisini kullanan 'Uzay Neşteri' sistemi, beyin ve boyun tümörlerinin yanı sıra vücudun diğer kısımlarına yerleşen tümörlerin tedavisini sağlıyor.

'Uzay Neşteri', geleneksel tedavilerdeki hasta için zorlukları olan diğer sistemlerin gerekliliğini ortadan kaldırıyor.

Açıklamaya göre, sistem sayesinde çoklu ışık demetleri değişik konum ve açılardan uygulandığı için vücudun herhangi bir yerindeki tümör milimetrenin altında hassasiyetle tedavi edilirken, hasta, tedavi sırasında normal nefes alabildiği için solunumda yer değiştiren tümör dokusu izlenerek sadece istenen dokunun radyasyon alması sağlanıyor ve diğer dokuların zarar görmesi en aza indiriliyor.

Yarın uygulamanın başlaması nedeniyle düzenlenecek törenin ardından, konuyla ilgili yerli ve yabancı uzmanlar tarafından sistemle ilgili bilgilerin verileceği bir bilimsel toplantı da düzenlenecek.


Daha Fazlası İçin >>>

Kanser Tedavi Sırasında İyi Beslenme

Kanserli kişiler yemek yeme güçlüğü çekebilirler.

• Bazı kişiler tedavi sırasında iştahsız olurlar.
• Kişinin, kanser olduğunda ya da tedavi sırasında kilo kaybetmesi sıkça rastlanan bir durumdur.
• Kişinin kanser ya da kanser tedavisi nedeniyle midesi bulanabilir.
• Bazı kanser türlerinde kişinin özel bir beslenme yöntemi izlemesi gerekir.


İştahsız olmanız durumunda

Kişi, hastalık, tedavi, yorgunluk, damak tadının değişmesi, ağrı, depresyon, mide bulantısı ya da kusma nedeniyle iştahını kaybedebilir. Bazı kişiler eskisi gibi yemek yemek istemezler.

Aşağıda belirtilenlerin yararı olabilir:

• Sık sık az miktarda yiyiniz.
• Ağzınızın içinde yara varsa, yumuşak yiyecekler yiyiniz. Meyve ve sebze suları yararlı olabilir.
• Yiyeceklere, tatsız gelmeleri halinde, limon suyu ve tuz ekleyerek tad verilebilir.
• Sade çorba gibi berrak sıvılar iç meye ç alışınız ve ardından bisküvi ya da ‘hafif’ bir şeyler yiyiniz.
• Sevdiğiniz yiyeceklerden daha fazla yiyiniz.
• Ağzınızda yara varsa, bu durumu doktor ya da hemşireye belirtiniz. Yara tedavi edilebilir. İçecekleri pipetle iç menin yararı olabilir.

Kilo alma yöntemleri

Bazı kişiler kanser hastalığı ya da tedavisi nedeniyle kilo kaybederler. Diyetinize enerji ve protein sağlayan besinler eklemenin yararı olabilir.

• Eğer yiyebilirseniz, diyetinize peynir, tam yağlı süt ve diğer süt ürünlerini dâhil ediniz.
• Yemek yiyememeniz halinde, bunun yerine besin değeri yüksek içecekler iç iniz. İçeceğin iç ine yumurta, dondurma ya da meyve ilave ediniz. Bunları ayrıca, kilo almanızda yardımcı olması iç in, öğün aralarında da yiyebilirsiniz.
• Alkollü içki içebilmeniz durumunda, iştahınızı artırması iç in Guiness ya da siyah bira iç meye çalışınız.
• Ek gıdalar diyetinize ekstra enerji ve/veya protein sağlayabilirler. Bu gıdaları eczane ya da süpermarketten alabilirsiniz. Bazıları iç in doktorunuzdan reçete almanız gerekir. Ek gıdaları kullanmadan önce doktorunuza danışınız. Bu, özellikle şeker hastası olmanız durumunda ç ok ö nemlidir.

Mide bulantısı varsa

Mide bulantısı kanser hastalığı ve tedavisinde yaygın görülen bir yan etkidir.

• Yemek kokuları sizi rahatsız ediyorsa, soğuk yiyecekler ya da salatalar yiyiniz.
• Yalnızca ısıtılması gereken hazır yiyecekler yemeğe ç alışınız. Pişirmeden önce, donmuş yiyeceklerin buzlarının çözülmesini ve iyice pişmesini sağlayınız.
• Yemek pişirmesini bilen biri ile birlikte kalıyorsanız, yemeği o kişinin pişirmesini isteyiniz.
• Yağlı ya da kızarmış yiyeceklerden uzak durunuz. Bu yiyecekler ağır kokulu olup, mide bulantısına neden olabilirler.
• Uyandığınızda kızarmış ekmek gibi kuru yiyecekler yemeğe ç alışınız. Bu, mide bulantınızı bastırabilir.
• Hafif çorba ya da muhallebi gibi hafif yiyecekler yiyiniz. Sevdiğiniz yiyecekleri küçük miktarlar halinde yemeğe başlayınız.
• Maden suyu, limonata ya da soda gibi gazlı içecekler içiniz.
• İçecekleri yiyeceklerle birlikte almak yerine, öğün aralarında içiniz.
• Doktorunuzdan, mide bulantısını önleyici ilaç yazmasını isteyiniz.

Özel bir diyet planlama

Bazı kanserli kişilerin özel yemek sorunları vardır. Sözgelimi; kolostomi, ilyostomi ya da larenjektomi uygulanan kişilerin özel bir diyet izlemesi gerekir. Şeker hastaları ile kalp veya kolesterol sorunu olan kişilerin beslenmeyle ilgili özel danışmanlık hizmeti almaları gerekecektir. Doktor ve beslenme uzmanları bu konuda yardımcı olabilirler.

Birçok hastanede kanserli hastaların beslenmesi konusunda uzmanlaşan beslenme uzmanları bulunmaktadır. Beslenmenizle ilgili yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, bir beslenme uzmanına sevk edilmenizi isteyiniz.


Daha Fazlası İçin >>>

Kanser Tedavisinde Yeni Gelişme

Bilim dünyasının yeni buluşu Froximun kanser gelişimini yavaşlatıyor, Parkinson ve Alzheimer'ı önlüyor.Bilim dünyası yeni bir buluşla tanıştı: Froximun. Froximun ‘Volkanik Kül Cihazı’. Hap değil cihaz deniyor, kana karışmıyor, vücutta volkan gibi patlıyor. Nano teknolojiyle üretilen cihaz kanserin gelişimini yavaşlatıyor.


Büyük şehir yaşamı, sürekli değişen hava şartları, dengesiz beslenme ve geçirilen hastalıklar bağışıklık sistemi üzerinde ciddi tehditler oluşturuyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için de bilim insanları tabiatın farklı yollarından yararlanıyor. Bunlardan biri olan Froximun’un adı cihazda olsa aslında yutulabilen bir tablet. İlaç görüntüsüne sahip olan Froximun yutulduğunda kana karışmıyor. Kapsüllerin hepsini bir çocuk alıp yutsa bile yuttuğu kadar vücuttan atılımı oluyor.

Kanserin gelişimini yavaşlatıyor

Froximun'un Genel Koordinatörü Murat Akbulut, "Kapsüller vücuttaki zararlı maddeleri kilitleyip bağırsak yoluyla dışarı atıyor. Nano teknolojiyle üretilen ‘Volkanik Kül Cihazı’ Froximun vücuttaki bozuklukları tamir ve tedavi ediyor. Kanserin gelişimini yavaşlatıyor, Parkinson ve Alzheimer'ı önlüyor, AIDS ve Hepatit'te etkili, kolit, diyabet ve alerjik hastalıklarda da son derece yararlı. Volkanik küllerin yanı sıra yeşil çay, üzüm ve ısırgan otu da bulunuyor. Besin değeri yüksek olan kapsüllerin Sağlık Bakanlığı'ndan onayı da bulunuyor" dedi.


Volkan gibi patlayıp, bağışıklık sistemini güçlendiriyor

İlacın vücuda girdiği andan itibaren volkan gibi patladığını söyleyen Akbulut "Bu sayede vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor" diyor. Akbulut ürünlerin tedavi desteğinde ve hastalıkları önleyici olarak etkilerinin bilimsel olarak ispatlandığını, uluslararası saygın dergilerde de yayınlandığını belirtiyor ve ekliyor, "Alman Başbakanın desteği; 2003’te bütün Ar-Ge çalışmalarımızın sonuçlarını doktorlarımız ve bilim adamlarımızın değerlendirmelerinde elde ettikleri sonuçların anlamlı olması sonucunda piyasaya sürmek istedik. Tabiî ki bu işlemler için Alman Sağlık Bakanlığı’na akredite olmuş geçerliliği tüm dünyada kabul görmüş laborvatuarda da uygunluk testleri ve araştırmaları yapıldı. Uygun olduğu görüldü ve onaylandı."
Kaynak:Hürriyet


Daha Fazlası İçin >>>

Kanser Nedir

Kanser; anormal vücut hücrelerinin başıboş kontrolsüz bir şekide üremeleri ile meydana gelen bir çeşit hastalıktır. Başka bir deyişle vücutta meydana gelen kötü tümörlere kanser denir. kanser hücreleri, ya etraftaki dokuları istila ederek ya da ak veya kırmızı kan damarları ile vücudun diğer taraflarına yayılır. Buna metastaz (yavrulama) denir. kanserin esas nedenini bilinmemekle beraber, hava kirliliği, ve sigaranın kansere zemin hazırlayıcı oldukları ileri sürülmektedir. kanserden korkmayınız, geç kalmaktan korkunuz! Bu nedenle aşağıdaki belirtilerin biri görüldüğü zaman doktora başvurunuz. - Makat veya rahimden gelen anormal kanama veya akıntılar - Göğüslerde veya vücudun herhangi bir yerinde görülen ve ele gelen şişlik veya sertlikler - İyileşmeyen yaralar - Ses kısıklığı veya belirli bir sebebi olmayan öksürük - Yutma güçlüğü ve hazım bozuklukları - Ben ve siğillerde görülen değişmeler. Bu işaretlerin herhangi biri iki haftadan fazla devam ederse mutlaka doktora başvurmak gerekir. kanserin görüldüğü yerler aşağıda gösterildiği şekilde tespit edilmiştir. - Beyin ve omurilikte %1 - Ciltte %10 - Tenasül yollarında, erkeklerde %10, kadınlarda % 6 - Memelerde %14 - Sindirim sisteminde %25 - Solunum yollarında, erkeklerde %2, kadınlarda %3 - Karaciğer ve safra kesesinde %3 - Diğer organlarda %8 Bu bilgilerin ışığı altında, akciğer, deri, dil, dudak, gırtlak, mide, incebağırsak, kalınbağırsak, mesane, meme, ve prostat daha fazla görüldüğü söylenebilir. kanser tedavisinde uygulanan makro biyotik gıda rejiminin çok etkili olduğu, bu rejimi uygulayan hastaların iyileştikleri ve sağlıklı kimselerin de kanser olmadıkları ileri sürülmektedir. Makro-biyotik Gıda Rejimi: Bir günlük gıdanın, %60'ı buğday, arpa, mısır, darı, esmer pirinç veya çavdar unundan yapılmış gıdalardan seçilir. %23-25'i hayvan gübresiyle gübrelenmiş bahçelerden toplanmış taze ve olgun meyvelerden, patates, patlıcan, ıspanak, veya domatesten seçilir. %5-10'u tahıl veya sebze çorbalarından seçilir. %10-15'I deniz ürünleri arasından veya soya fasulyesi, taze fasulye, kırmızı pancar veya şalgamdan seçilir. Haftada bir kere beyaz etli balık yenebilir. Ancak her hafta pişirme şeklini değiştirmek gerekir. Haftada iki kere de fazla şekeri olmayan meyveler yenebilir. Çay içilebilir. Aşağıdaki yiyecek ve içecekler de yasaktır. Beyaz unla yapılmış ekmek, pasta gibi şeyler, beyaz pirinç, tavuk, peynir, yumurta, konserveler, dondurulmuş yiyecekler, şeker, üzüm, şekerli meyve suları, olgunlaşmış meyve ve sebzeler, kuru fasulye, ve kuru bezelye, mercimek, mantar, pekmez, bulama, çikolata, kakao, gazoz dahil bütün meşrubatlar, ve alkollü içecekler, turşu, sirke, hardal, sofra tuzu, bayat yiyecekler, sığır eti. Yukarıda anlatılan gıda rejimi hiç aksatılmadan uygulanmalıdır.


Daha Fazlası İçin >>>

Maydanoz

Salata ve yemeklerin süsü maydanozun nerdeyse deva olmadığı dert yok gibi.. A ve C vitamini ile demir, kükürt, fosfos ve mangan elementleri deposu olan maydanoz sindirimi kolaylaştırıyor, böbrek taşlarını düşürüyor, görme gücünü ve anne sütünü artırıyor. Bir demir deposudur. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum ve A vitamini vardır. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar. Böbrekleri çalıştırarak idrar getirir ve taşları düşürüyor , kan şekerini normal seviyede tutar ve kansere karşı da koruyucudur. Yatmadan evvel yenildiğinde sabahları tatlı bir nefesle uyanmamızı sağlar. Anne sütünü artırır. Vücuttaki zehirli maddeleri dışarı atar. Görme gücünü artıyor, kaynatılıp içiildiğinde ve cilde bu suyla pansuman yapıldığında sivilcelere iyi geliyor. Kaynatılan maydanozun suyu gözlere pansuman yapıldığında gözdeki iltihaplanmaları önlüyor ve yanmayı geçiriyor. Kaynatılıp sirke ile saçlar yıkandığında saçların uzaması ve kuvvetlenmesini sağlıyor..


Daha Fazlası İçin >>>

Lahana

Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır. Bağırsak kanserine karşı etkili. Lahana kanser hücrelerinin üremesini engelleyen kimyasal bir madde (isotiocyanates) içeriyor. ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, haftada bir gün lahana yiyenlerin bağırsak kanseri olma riskleri üçte iki oranında azalıyor.


Daha Fazlası İçin >>>

Ispanak

Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, hatta psişik rahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze. Göz hastalıklarına ve derideki lekelenmelere karşı etkili. Ispanak içerdiği iki kimyasal madde sayesinde görme bozukluklarına karşı etkili. Haftada 6 kez ıspanak yiyenlerin yüzde 86 oranında yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan derideki lekelenmeler gibi bir sorunlarının olmayacağını gösteriyor. Ayrıca yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da etkili. Bir porsiyon ıspanak, günlük demir ihtiyacımızın onda birini karşılıyor.


Daha Fazlası İçin >>>

Havuç

Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir. kansere karşı etkili olduğu gibi cildin kurumasını da engelliyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor) içeren havucun en büyük özelliklerinden biri içerdiği bu maddenin cildin kurumasını engelleyen A vitaminine dönüşebilmesi.


Daha Fazlası İçin >>>

Greyfurt

C vitamini bakımından çok zengindir. Yarım greyfurt günlük C vitamini ihtiyacının yüzde altmışını sağlar. Kolesterol oranını düşüren pektin maddesi bulunur. kansere karşı koruyucu özellik taşır. İştah açar.


Daha Fazlası İçin >>>

Enginar

Kandaki üre ve kolesterolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. Böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olur. Prostat, meme ve rahim ağzı kanserine karşı iyi gelir. Enginarın içinde bulunan Silymarin maddesinin, hücrelerin hasar görmesini engellediğine işaret eden araştırmacılar, ayrıca Silymarin maddesinin, prostat, meme ve rahim ağzı kanserini önleme konusunda da etkili olduğunu belirtti. Enginarın içinde, fiber, magnezyum, folate ve C vitamini bulunduğu, bu sebzeyi bol miktarda tüketenlerin, bulundukları yaşın daha altında gösterdikler.


Daha Fazlası İçin >>>

Domates

Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı bir sebze. C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz bulunur. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve vücudun su tutmasını engeller. Kalp hastalıklarına ve prostat kanserine karşı etkili. 'Beta karotin'e yakın olan likopen içeriyor. Likopen vücudu kalp hastalıklarına karşı koruyan maddeler arasında yer alıyor. Araştırmalar domatesin prostat kanseri riskini azalttığını gösterdi. Haftada en az iki kez domates yiyen erkeklerin, diğerlerine oranla prostat kanserine yakalanma riskleri az


Daha Fazlası İçin >>>

Buğday

Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir. Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler. Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama, yulaf ve mısıra kıyasla sindirimi biraz daha zordur.


Daha Fazlası İçin >>>

Brokoli

Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine birebir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur.


Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür, kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. Kadınlarda göğüs kanserini önler. Göğüs kanserine ve spinabifida hastalığına karşı etkili. Brokoli bol miktarda, göğüs kanseri riskini azaltan 'indole' adlı bir madde içeriyor. İndole, göğüs kanserine neden olan östrojen bozukluklarını engelliyor. Ayrıca brokolinin diğer bir özelliği de, spinabifida hastalığını (doğuştan belkemiğinde son omurun kapanmamış olması) önlemesi.


Daha Fazlası İçin >>>

Rahim Kanseri

Çoğunlukla rahim boynunda ve vajinanın başlangıç kısmında meydana gelen bir hastalıktır. Çok düşük yapan veya çok doğuran kadınlarda daha fazla görülür. Tıp dilinde uterus kanseri denir. Vajinadan kan veya fena kokulu akıntı gelir. Böyle durumlarda, vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.


Daha Fazlası İçin >>>

Prostat Kanseri

Prostat bezinin genişleyip, büyümesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastanın karın bölgesinin alt kısımlarında ve bacak aralarında ağrı vardır. Bazen sırtta ve kollarda da ağrı hissedilir. Doktor tedavisi gerekir.


Daha Fazlası İçin >>>

Kansere İyi Gelen Bitkiler

Meyve, sebze, domates, tıbbi nergis, kadın tuzluğu bitkisi, ısırgan otu, soya filizi gibi besinlerin, içerdikleri çeşitli maddeler nedeniyle kanser oluşumunu engellediği bildirildi.

Anadolu Üniversitesi (AÜ) Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Seval Korkmaz, kanser tedavisinde bitkisel kökenli ilaçların yaygın kullanıldığını belirterek, ilkel yöntemlerle hazırlanan bitkisel ilaçların kullanılmaması gerektiğini ifade etti.



KANSERİ ÖNLEYEN BİTKİLER



Korkmaz'ın verdiği bilgiye göre, kanseri önleyen bazı bitkiler ve özellikleri şöyle:


Isırgan otu: Bağışıklık sistemini güçlendirip tümörün öldürülmesine yardımcı oluyor. Prostat ve bağırsak kanserinin oluşmasına engel oluyor.



Domates: Prostat kanserinin tedavisinde etkili kullanılırken oluşumunu da önlüyor.


Tıbbi nergis: Gribal enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor. HIV'e (AIDS virüsü) karşı vücut direncini artırıyor. Kanser tedavisinde etkileri üzerine araştırmalar sürdürülüyor.



Kadın tuzluğu bitkisi: Orta Anadolu'da yaygın görülen bitkinin meme, bağırsak, akciğer, rahim kanserlerine karşı önleyici ve tedavi edici özellikleri var.



Soya filizi: İçerdiği bitkisel hormonlar nedeniyle meme, rahim ve prostat kanserlerinin tedavisinde kullanılıyor.



Korkmaz, Farmakoloji Anabilim Dalı'nın, AÜ Kongre Merkezi'ndeki Salon Anadolu'da düzenlediği Türkiye'de Kanser Araştırmalarında Yenilikler Sempozyumu'nda, sağlıklı beslenme ve yaşam koşullarının kanser hastalığına yakalanma riskini düşürdüğünü ifade etti.



Korkmaz, çeşitli bitkilerin prostat, akciğer, bağırsak ve meme kanserinin oluşumunu önlediğini belirtti.



Korkmaz, şöyle konuştu: “Meyve, sebze, ısırgan otu, soya filizi gibi besinler, içerdikleri çeşitli maddeler nedeniyle kanser oluşumunu engelliyor. Kanser, savaşılması oldukça zor bir hastalık. Farklı türleri için farklı tedavi yöntemleri kullanılması gerekir. Kimyasal ilaçların kullanıldığı kemoterapi, cerrahi müdahale ile tümörün çıkarılması ve radyoaktif ışınların kullanıldığı radyoterapi, yaygın tedavi yöntemleridir.”



BEBE ASPİRİNİ KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILABİLİYOR



Korkmaz, üniversitede, 1995'te asistanlığını yaptığı AÜ Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Öztürk ile birlikte yaklaşık 9 yıldır Aspirin'in kanser tedavisinde etkileri üzerine yürüttükleri çalışmalarda, başarılı sonuçlar elde ettiklerini bildirdi.



Bebe aspirininin kanser tedavisinde kullanılabildiğini, Aspirin'in bir başka çeşidi olan Coraspirin'in de kanserin neden olduğu ağrıların giderilmesinde etkili olduğunu kanıtladıklarını ifade eden Korkmaz, yaptıkları araştırmanın, 28 Mayıs 2004'te, Mustafa Nevzat Eczacılık Ödülü'nü kazandığını söyledi.



Prof. Dr. Öztürk de, Korkmaz'ın Aspirin ile ilgili araştırmasıyla ilacın üreticisi BAYER firması tarafından Almanya'ya davet edildiğini belirterek, 6-8 Mayıs tarihlerinde, Leipzeig'te, firma yetkililerine bulgularını sunduğunu anlattı.



Akciğer ve kan kanseri tedavilerinde kullanılan bebe aspirininin bileşimindeki hangi maddelerin etkili olduğunun henüz bilinmediğini ifade eden Öztürk, son derece basit içerikli bir ilacın kanser tedavisinde etkili olmasının “şaşırtıcı” olduğunu sözlerine ekledi.



Kaynak : www.habersaglik.com


Daha Fazlası İçin >>>

Kanser Tedavi

Alternatif uygulamalar, hastalığın sebeplerine yöneliktir. Temel felsefe, hastalığa neden olan dengesizliğin düzeltilmesi ile kişinin hastalığı yenmesini sağlamaktır. Oysa Modern tıp yada diğer bir deyişle Ortodoks tıp, sonuca yöneliktir. Özellikle kanserde bu böyledir. Örneğin kemoterapi ve radyoterapi( burada kullanılan "terapi" sözcüğü bence yanlıştır -Op. Dr. İlhami Güneral.) tümör ve onu oluşturan kötü huylu-mutasyona uğramış- hücreleri yok etmeye yöneliktir. Ancak bu arada, sağlıklı hücreler ve organlar da bu uygulamadan nasiplerini fazlasıyla alırlar. Bilindği gibi sağlıklı hücreler, kötü huylulardan daha önce etkilenir ve ölürler.
Kemoterapi yada radyoterapi uygulanırken, alternatif ürünler adjuvan(destek) terapi olarak uygulanırsa, başarı şansının yüksek olacağı belirtilmektedir.
Bu sitede ağırlıklı olarak kanserle alternatif mücadelede uygulanan ve diğer hastalıklara karşı kullanılan, ayurvedik ürünler tanıtılmaktadır. Tüm ürünler ayurvedik bitkilerden, Ayurveda yöntemleri ile üretilmiştir ve zararlı yan etkileri yoktur.
Her sayfa genelde iki bölümden oluşmaktadır. Bririnci bölüm Carctol hakkında ki bilgileri, ikinci bölüm de ise, Genel bilgiler başlığı altında, Alternatif Kanser tedavisi ve kanser hakkında, olabildiğince pratik bilgiler bulacaksınız. Burada tanıtılan bitkisel ürünler, klasik tedavi ilaçları (kemoterapi ve radyoterapi) ile birlikte veya onlar olmadan alınabilir.
Alternatif kanser ürünlerinin her hastayı iyileştireceği iddia edilemez. Ancak her hastanın savunma sistemini güçlendirerek hem hastalığa ve hemde kemoterapinin ağır yan etkilerine karşı verilen mücadelede aktif rol oynadığı ve dolayısıyla hastayı umutsuz ve bitkin olmaktan kurtardığı yadsınamaz bir gerçektir.
Klasik tıp ile alternatif tıp arasındaki farkı belkide en iyi İngiltere'deki Bristol Kanser Merkezi'nin tıp direktörü Dr.Rosy Daniel'in şu sözleri özetlemektedir: '' Kanserde geleneksel (Klasik) tedavi yöntemleri hastalıktan arınmış dönemi uzatır, yaşam süresini uzatmaz. Öte yandan, alternatif tedaviler yaşam süresini uzatır. Aradaki fark gayet açık ve önemlidir. Geleneksel tıp yangını söndürür, alternatif tıp yangının yeniden çıkmasını engeller. En ideali, her ikisini birlikte uygulamaktır.''Başka kullananların söylediklerini görmek için lütfen tıklayın.
Lütfen biraz zaman ayırarak, Himalaya Dağının eteklerinde yetişen bitkilerden özenle hazırlanan, bu alternatif antikanser ürünü, CARCTOL, hakkındaki bilgileri dikkatle okuyun, daha fazla bilgi istediğinizde bize yazın, ama lütfen dikkatle okuyun.Ayrıca her sayfanın alt bölümünde, genel bilgiler başlığı altında, verilen bilgileri de okumaya özen gösterin lütfen..
Şu anda, hastalığı yenmemeniz için bir neden bulunduğuna inanmıyorum. Hele işin başındaysanız, bunu başaracağınızdan eminim..Bunu sağladığınızda bu site amacına ulaşmanın mutluluğunu yaşatacaktır hazırlayanlara. Sağlıklı ve mutlu yarınlara ulaşmamız dileğiyle.

a.c.g-Ben bir tıp mensubu değilim. Ailesinin iki ferdini bu hastalıktan yitirmiş bir kişi olarak, amacım, insanlara bitkisel, Ayurvedik, ve diğer destek ürünleri hakkında derlediğim bilgileri ulaştırmaktır.


Daha Fazlası İçin >>>

Kanser Tedavi

Kanser


Daha Fazlası İçin >>>